Haber

Kobane Davası: Mahkeme gizli tanıkları tarafsız dinledi

Aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobane Davası’nın 38. duruşmasının üçüncü duruşması 2014, 6-8 Ekim olaylarına atıfta bulunarak. Tutuklu siyasetçi Aynur Aşan’ın avukatlarının savunmasıyla devam etti.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Sincan Kapalı Cezaevi duruşma salonunda yaptığı duruşmaya siyasetçiler Aynur Aşan ve Zeynep Karaman da katıldı. Duruşmayı HEDEP Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren ve çok sayıda avukat takip etti.

‘GİZLİ TANIK ULAŞ’IN İfadeleri Çelişkili’

Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere göre, savunmasını sürdüren avukat Ebru Akal, müvekkili Aynur Aşan’ın iddianamesindeki açık ve gizli tanıkların ifadelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akal, kimliği belirsiz tanık Ulaş’ın müvekkili hakkındaki ifadelerinin çelişkili olduğunu, ifadelerinin birbiriyle örtüşmediğini, ifadelerinin kopyala-yapıştır şeklinde belgeye eklendiğini, ifadesinin de üsluba aykırı olarak alındığını belirtti.

Akal, “Ulaş, Zeynep Ölveç’le ilgili olaylardan kendisinin sorumlu olduğuna dair bir açıklama yaptı ancak sizin huzurunuzda Zeynep Ölveç’i doğrudan tanımadığını ve kendisi hakkında bilgisi olmadığını söyledi. Yalnızca varsayımsal ve varsayımsal vaatlerde bulundu. Tanık çelişkiye düşünce soruyu değiştirerek çelişkiyi gidermeye çalıştınız ama Ulaş’ın ifadelerinin gerçek dışılığı ortaya çıktı. Ulaş’ın ifadelerinin tamamı kararsız. Gizli tanık Ulaş’ın yemini üslubuna göre yapılmadı. Biz onun yeminine saygı göstermiyoruz ama siz onun usulüne göre yemin etmediniz. “Bu nedenle belgedeki kovuşturma ibaresinin kaldırılması gerektiğini beyan ederiz” dedi.

‘SAMİ BARAN’IN AÇIKLAMALARINA GÜVENİLMEZ’

Akal, açık tanık Sami Baran’ın müvekkili Aşan hakkında ‘TJA bünyesinde kadın çalışmaları yürüttüğünü ve yerel seçim koordinasyonunda görev aldığını’ ifade ettiğini söyledi. Sami Baran’ın gözaltına alındığında belgelerinin soruşturma aşamasında olduğunu kaydeden Akal, “O dönemde Ahmet Altun’un çabaları bir şekilde sonuç verdi ve Sami Baran da buna tanık oldu. Sami Baran önce şüpheli olarak kayıtlara geçiyor, ardından tanık oluyor. Bu prosedür muhtemelen diğer tanıklar için de uygulandı. Dolayısıyla Sami Baran’ın sözleri karara esas alınamaz. Sami Baran, huzurunuzda verdiği ifadede 6-8 Ekim olaylarında kimin ne yaptığını bilmediğini belirterek, ‘Oradaki görevliler bana bir şey sormuş olabilir. İsteğim dışında söylemiş olabilirim. O sırada ilaç kullandığım için aklım yerinde değildi. ‘Ben organizasyon mekanizmasının içinde değilim’ gibi ifadeler kullandı. Sami Baran, sanıkların 6-8 Ekim olaylarına kimlerin karıştığı konusunda bilgilerinin olmadığını söyledi. Böyle bir açıklama yapan kişinin hiçbir beyanı veya teşhisi dikkate alınamaz. Yine müvekkile ilişkin bir beyanı yok. Müvekkili Aynur Aşan’la ilgili ifadesi zorla alındı. Burada bir sıçrama yaptın. Müvekkili yakınlaştırdığınızda Sami Baran sadece “Evet örgüte üye” dedi. “Bugün oturduğum yerden herkesin örgüte üye olduğunu söyleyebilirim” dedi.

‘GİZLİ TANıĞA HUKUKSUZ BİR AÇIKLAMA YAPILDI’

Akal, belgede adı geçen gizli tanık müvekkili MLZ ile ilgili herhangi bir beyanının bulunmadığını söyledi. Akal, “Bu tanık aynı zamanda kovuşturma aşamasında hukuka aykırı beyanda bulunan bir tanıktır. Yani bu tanığın ifadeleri bir bakkal kitabı gibidir. MLZ ayrıca müşteriyle ilgili olanın yalnızca kuruluşun personeli olduğunu söylüyor. Dolayısıyla bu tanığın karara esas alınamayacağını söylüyorum. “Bu tanığın ifadesinin dosyadan kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi.

BİR GİZLİ BİR AÇIK TANIK: MERDAN Rüştü OVALIOĞLU

Müvekkili hakkında ifade veren tanık, ABC123 gizli tanığı ve asıl adı Merdan Rüştü Ovalıoğlu hakkında şunları söyledi: “Tanık Merdan Rüştü Ovalıoğlu, kapalı tanık olarak da, açık tanık olarak da vaatlerde bulundu. Tanık ABC123 geldi ve orada bir metin okudu. ABC123’ün ciddiye alınacak hiçbir yasal dayanağı yoktur. Mahkemedeki ifadesinde, 2015 yılında ben şoförlük yaparken müvekkilin KCK’ye bağlı faaliyet gösterdiğini gördüğünü söylüyor. Merdan’la ilgili söylemek istediğim esas nokta, önce açık tanık, sonra gizli tanık, sonra tekrar açık tanık yapılmasıdır. Sonuçta bu tanığın ifadelerinin karara esas alınamayacağını söylüyoruz.”

Akal, mahkeme heyetinin soruşturma makamı olarak hareket ettiğini ve ilk kez duruşma salonunda tanığı dinlediğine dikkat çekti.

‘GİZLİ TANIK, MEVCUT TARAFLAR OLMADAN DİNLENDİ’

Akal, gizli tanık Mahir’in taraflar olmadan mahkeme huzurunda dinlendiğini, mahkeme heyetinin taraflar olmadan “ifşa” yaptığını belirterek, şöyle konuştu: “Gizli tanık Bakanlık ifadesinde 6-8 olaylarını anlatıyor Müşteri tarafında bir bayan için rastgele bir isim söz konusu olamaz. Tek sorun şu: Aynur Aşan deyince tek kelimeyle ‘personel’ diyor, yani onun personel olduğu gerçeğine dayanılarak karar verilemez. Soruşturma aşamasında buraya getirilmiş ve taraflar hazır olmadan ifade vermiştir.Ne tutuklama nedeni ne de ceza müvekkile atfedilebilir.Yine Mahir’in belgeye nasıl eklendiği belli değil ve bu konuda da bir bilgi yok. Dolayısıyla Mahir’in de diğer tanıklarla aynı yolu izleyerek, yani önce belgede şüpheli konumuna getirilip ardından belgeye tanık yaptırıldığını düşünüyoruz. Soruşturma aşamasında müvekkilin beyanı olmadan, kovuşturma aşamasında vereceğiniz bilgiler karara esas olamaz. Çünkü CMK’da resen soruşturma unsuru kaldırılmıştır. “Mahkemeniz suçun ispatı için yalnızca iddianamedeki delillerle bağlıdır” dedi. (HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu